Hayatı

HACI ABDULLAH BABA (ks) HAYATI

İslam Âleminin ve Tasavvuf yolunun müstesna bir ferdi, İslam’ın rahmet kapılarını insanlığa açan Hadim-ül Fukara Nevşehirli Abdullah Gürbüz (ks), manevi lakabıyla "Abdullah Baba" Hazretleri, 5 Nisan 1933 tarihinde Nevşehir ilinin Herikli Mahallesinde dünyaya teşrif eder.

Henüz 17 yaşında iken muhterem zevceleri Âmine Hanım ile evlenirler. İkisi kız ikisi erkek olmak üzere dört çocukları dünyaya gelir.

Bir yandan ailesinin rızkını temin eden diğer taraftan da Allah’a kulluk vazifesini yerine getirmeye çalışan Abdullah Baba (ks) Hazretleri, kendisini bir mürşid-i kâmile eriştirmesi için sürekli, Cenab-ı Hakk’a niyaz eder.

Nihayet (1965 yılında) bir gece rüyasında, Hızır Aleyhisselam ve Âdem Aleyhisselam tarafından aradığı mürşid-i kâmilin Gaziantep ilinde bulunan Kadiri Üstadı Muhammed Bilal Nadir (ks) Hazretleri olduğu işaret edilir. Böylece Gaziantep’e giderek Bilal Nadir Hazretlerine intisap eder. Bilal Nadir Hazretlerinin himmet ve feyzi ile hızla tekâmül eden Abdullah Baba (ks), “Nakıbı Nukabba” derecesine çıkar. Fakat Bilal Baba’nın 1969 yılında vefat etmesi üzerine, üstadının emriyle, kendisini Hakk’a vasıl edecek bir mürşid-i kâmil bulabilmek için istihare yapar. İstiharesinde Hızır Aleyhisselam, İlyas Aleyhisselam ve Zekeriya Aleyhisselamın işareti ile devrin büyük mürşid-i kâmili Çorumlu Hacı Mustafa Anaç Hazretlerine intisap eder.

            Abdullah Baba (ks) Hazretleri 1982 yılında üstadının işareti ile itikâfa girer, “Nefsin Yedi Makamını Aşarak” seyri sülûkunu tamamlar.

İtikâftan çıktıktan sonra Nevşehirli dervişlerle beraber Çorum'a, üstadının yanına gider. Çorumlu Hacı Mustafa Anaç Hazretleri ziyaret esnasında orada bulunan cemaate;

“Oğlum Abdullah ile bu Fakirin şekline, suretine şeytan giremez. Rüyada kendisini görürseniz rüyanız sahihtir.” der.

Abdullah Baba (ks) Hazretleri, 1984 yılı içerisinde mânâ âleminde; peygamberlerin, piranların, mezhep imamlarının ve evliyaullahın cuma namazı kılmak için bir mecliste toplandıklarını müşahede eder. Yine orada kendisine vaaz etmesi telkin edilir ve vaaz eder. Ertesi gün Çorum'a üstadının yanına gider ve rüyasını anlatır. Çorumlu Hacı Mustafa Anaç Hazretleri,

“Maşallah! Evladım, Sen irşat ile vazifelendirileceksin! Böylece insanlara Hakkı anlatıp onları doğru yola getireceksin” buyurur.

Çorumlu Hacı Mustafa Efendi Hazretleri 29 Eylül 1984 tarihinde, kendi fakirhanesinde, Abdullah Baba (ks) Hazretleri ile birlikte Nevşehir’den gelen bir grup ihvanın olduğu zikir halakasında, çok sevdiği Rabbine kavuşur.

            Üstadının vefatından sonra 5 Nisan 1985 tarihinde, mübarek cuma gecesi, Abdullah Baba (ks) Hazretleri ümmeti Muhammedi irşat ile vazifelendirilir. O gece manevi âlemde bu hadise şöyle gerçekleşir:

Çorum’da, bütün peygamberler (aleyhimüsselâm) bir yerde, piranlar bir yerde, mezhep sahipleri bir yerde ve bütün evliyaullah herkes intizamla yerlerinde toplu bir halde bekliyorken, Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) Efendimiz mübarek parmağındaki mührü önünde duran süslü bir icazete basar. Sarı renkli bir mühür daha alarak aynı kâğıda tekrar basar. Ardından mübarek ağzından şu kelimeler dökülür;

“Al evladım Abdullah. Bu İcazetindir.”

İşte bu esnada Abdullah Baba Hazretlerinde bir takım manevi haller zuhur eder. Kendisine derviş olacak insanların tamamı gösterilir. Abdullah Baba Hazretleri bu topluluğu görünce;

-Ya Rasulullah! Bu insanlara nasıl yetişeyim ve nerede bulayım, der.

Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) Hazretleri de;

-Bazen onlar Senin ayağına bazen de Sen onların ayağına gideceksin. Hakkı ve sabrı tavsiye et. Kalpler Allah’ın elindedir. Bundan sonra ismin “Hadim-ül Fukara”dır, buyururlar ve kendisine “Ledün İlmi” verilir.

Böylece hem Velayet hem de Veraset yoluyla “Varis-i Nebi” makamına ulaşan Abdullah Baba (ks) Hazretleri, 1985 yılında irşat vazifesine başlamıştır. Yurtiçinden ve yurtdışından binlerce dervişine Allah ve Resulünün sevgisini aşılamaya çalışmıştır. Dervişlerinin Allah’ın rızasına erişmeyi gaye edinerek bu amaç doğrultusunda hayatlarını sürdürmeleri için en güzel irşat metotlarını uygulamıştır.

Büyük mürşidin ilim ve irfan neşri, güzel âleme kavuşmasına vesile olan hastalığına kadar devam etmiş, 19 yıl irşat seccadesinde oturmuşlardır.

Abdullah Baba (ks) Hazretleri sureti ve sireti Şeriat-ı Mutahhara’ya ve Sünnet-i Seniyye’ye uygun, güzel tabiatlı, zahit, cömertliği ve elinin açıklığı herkese şamil, kutsi nefesleri ve açık kerametleri ile tanınmış kâmil bir mürşit idi. Kırk yıla yakın süren Tasavvuf hayatı içerisinde, Kur’an ve Sünneti yaşantısının merkezine yerleştirdi. Ümmeti Muhammed’e, Tasavvufun asli tabiatına göre tatbikini hem fiili hem de kavli olarak öğretti.

Kesret ilinden Vahdet âlemine göçmeden evlatlarına son nasihati şöyle oldu:

“Allah’ı sevin. Resulünü sevin. Allah’ı sevenleri sevin.”

Hadim-ül Fukara Abdullah Baba (ks) Hazretleri 14 Mart 2004 Pazar (Hicri/Muharrem 23) günü Cenab-ı Hakk’ın “Küllü nefsin zâikat-ül mevt” ayeti celilesi fehvasınca kutsal âleme gurup etti.

Mürşidi kâmiller iki türlü olur. Bir kısmının vefatı ile yolu kapanır. Bazılarının ise vefatlarından sonra da tasarrufları devam eder. Abdullah Baba (ks) Hazretleri manevi yönden “İrşat ve İkaz”ı devam eden tasarruf ehli bir zâttır.

“Kur’an ve Sünnet yolunda giden, Bana üç İhlâs bir Fatiha gönderen, Bizi gören ve görmeyen bütün dervişlerimizin affı için Allah-ü Teâlâ Hazretlerinden (cc) vaat aldım. Bize şefaat için yetki verdi.” buyurmuşlardır.

Allah-ü Teâlâ’nın izniyle, Abdullah Baba Hazretleri himmet ve feyzi ile vefatından sonra da dervişlerine sahip çıkmaya devam etmektedir. Vefatından önce “Kim Bizi üstadı olarak bilir, manevi olarak bizden bir yardım talep edecek olursa kınından çekilmiş kılıç gibi himmetimiz o kimselerin üzerine yetişir bi iznillah” buyurmuşlardır.

İlel Cenneti Ebedâ

  Bağış Sepeti 0